Görme sinirinin dejeneratif bir hastalığı olan glokom, Alzheimer ve Parkinson gibi diğer nörodejeneratif hastalıklara büyük benzerlik gösterir. Hem dokulardaki hasarın niteliği, hem de bu hasarın ortaya çıkış şekli bakımından bu üç hastalık arasında pek çok ortak yön vardır. Alzheimer ve Parkinson tedavisinde kullanılan, sinir tabakasını koruyan, hücrelerinin ölümünü yavaşlatan ve iyileşmesini destekleyen bazı maddelerin glokom tedavisinde yeri olabileceği yıllardır biliniyor. Bunların bir bölümü glokom tedavisi için ruhsatlandırılmak üzere; FDA bünyesinde faz III çalışmaları sürüyor. Bu ilaçların doğrudan görme sinirindeki hasarı kontrol ederek glokom hastalarında progresyonu yavaşlatmada kullanılması hedefleniyor.
Her ne kadar bugüne kadar glokomda kontrol edebildiğimiz tek risk faktörünün göz içi basıncı olduğuna inansak ve tedavi sürecimizi buna göre şekillendirsek de, giderek daha fazla kanıt, nörodejeneratif süreçlerin kontrolünün glokom tedavisinde yeri olduğunu gösteriyor. Ayrıca, bu hastalık grubunda yardımcı tedavi olarak kullanılan maddelerin de glokomda göz içi basıncını düşürme amaçlı tedaviye eklenmesinde hiçbir sakınca görünmüyor. Tersine, nörodejeneratif süreci kontrol eden ilaçlar hastaların kullanımına sunuluncaya kadar, geri dönülmez hasarı yavaşlatmanın onlar için yararlı olacağı açık. Bu etken maddeler arasında en önemlileri Omega 3 yağ asitleri, koenzim Q 10, resveratrol, gingko Biloba ve alfa lipoik asit olarak sıralanabilir.
Nörodejeneratif süreci kontrol eden maddelerin en önemli 2 etkisi sinir tabakasının korunması (nöroproteksiyon) ve hücre ölümünün (apoptozis) engellenmesi olarak sayılabilir. Bunun yanında serbest radikal hasarının durdurulması veya yavaşlatılması (anti-oksidan) ile enflamasyon kontrolü de nörodejeneratif hastalıklar için tedavi yaklaşımları arasındadır. Yukarıda sözü edilen yardımcı maddeler, bu mekanizmaların biri ya da birden fazlası yoluyla nörodejeneratif hastalıklarda hasarı yavaşlatmaktadır.