Dünya nüfusunun beşte biri yaşamları boyunca en az bir kez alerjik göz hastalıklarına yakalanırlar. Her yaştan ve cinsten insan etkilenebilirse de, göz yüzeyindeki bağışıklık sisteminin henüz olgunlaşmadığı 3 yaş altında oldukça nadirdir; 5 yaşından sonra ise olgu sayısı hızla artar. Ergen ve genç erişkin yaş grubu en sık görüldüğü yıllardır; bu yaş grubu eğitim ve iş yaşamında aktif olduğundan hastalık günlük yaşamın konforunu azaltmakta, çok sayıda hekim ziyaretine, iş günü ve eğitim günü kayıplarına yol açmaktadır. Allerjik konjonktuvitlerin farklı tiplerinde tedavi ve destek önlemler farklılık gösterir. Bu nedenle tanı konması çok önemlidir. Özellikle tedaviye kısa sürede cevap alınamadığında olayın aslında başka bir allerjik konjonktuvit tipi olabileceği unutulmamalıdır.
Baharın ılık güneşini tenimizde hissetmeye başladık. Doğa uyandı, ağaçlar ve çiçekler coşkuyla renk ve koku cümbüşü içindeki yerlerini aldı. Yazın eli kulağında. Pek çoğumuz için bu mevsim yılın en güzel mevsimi. Ama bahar alerjisi olanlar için bu renkler ve kokular kabus adeta. Havada bahar kokusu olması demek onlarca çeşit polen tatlı tatlı esen rüzgarla savruluyor demek aslında. Bu da yanan, sulanan, kaşınan kırmızı gözler; sürekli akan, tıkalı bir burun demek. Eğer her bahar tekrarlayan göz kaşıntısı ve sulanma yakınmalarınız varsa bunun nedeni bahar alerjisi olabilir. Çünkü bahar polenleri mevsimsel allerjik konjonktuvitin en önemli nedenidir. Ancak bitkilerin polen saçtıkları dönemler farklı farklıdır; dolayısıyla bazen bu yakınmalar sonbaharda alevlenir ya da yaz boyu sürer. Semptomların şiddeti, süresi ve tetikleyicileri bilinirse allerjik konjonktuvitin tipi anlaşılabilir; bazen de allerji testleri yapılması gerekir. Bahar aylarında semptomlar başlar başlamaz hekime danışılmalı, ya da önceki yıllarda her yıl tekrarlanması gereken bir tedavi önerildiyse ona başlanmalıdır. Tedavi ne kadar erken başlarsa o kadar kolay ve yararlı olur. Bu tablonun tedavisinde yardımcı önlemler en az ilaç tedavisi kadar önemlidir. Polen yükünün fazla olduğu günlerde açık havada bulunmaktan kaçınmak, kapalı ortamların havalandırılması için klima kullanılması, arabada pencerelerin kapalı tutulması temel önlemlerdir. Rüzgarlı havalarda çim biçilmemeli, yeni kesilmiş çimlerden kaçınılmalı, dışarıdan eve gelir gelmez duş alınıp giysiler değiştirilmeli; en azından yüz yıkanarak kirpiklerdeki polen yükünden kurtulunmalıdır. Bahar allerjisi kontakt lens kullanımını güçleştirebilir veya ara verilmesini gerektirebilir. Bazen de tedavinin kendisi bir molayı gerektirir.
Tüm alerjik konjonktuvitler içinde en sık olanı saman nezlesidir(tüm olguların % 90'ı). Tipik olarak her iki gözde ve aniden başlar; çoğu kez nezle ve sinüzitle birliktedir. Bitki örtüsünden zengin coğrafi bölgelerde daha sık görülürler. Bahar polenleri mevsimsel allerjik konjonktuvitin en önemli nedenidir. Ancak bazı bitkilerin tetiklediği allerji onların polen saçtıkları dönemlerde ortaya çıkar. Örneğin meşe ağacının polenizasyon dönemi nisan-mayıs aylarıyken, fındık ağacınınki şubat-mart aylarıdır. Bazı ağaçlarda polenizasyon sonbaharda olur; örneğin gürgen poleni allerjisinde yakınmalar eylül-ekim aylarında daha fazladır. Çim, ısırganotu gibi otsu bitkilerin polinasyon dönemi ise daha uzundur ve Nisan ayında başlayıp Ekim sonuna kadar devam eder. Bu nedenle hastanın hangi bitkilere duyarlı olduğu bilinirse mevsimsel alerjik konjonktuvitler daha kolay kontrol edilebilirler. Hem korunma önlemleri, hem de tıbbi tedavi bu sayede daha başarılı olur.
Yılboyu alerjik konjonktuvit tüm alerjik konjonktuvitlerin % 4'ü oranında görülür. Seyir daha kroniktir ve semptomlar daha hafiftir. Hayvan tüyü, ev tozu ve diğer solunum yoluyla alınan allerjenler gibi mevsimsel olmayan allerjenler söz konusudur. Tedavide alerjenden kaçınma esastır; kaçınılamıyorsa desensitizasyon veya sürekli tedavi gereklidir.
Dev papiller konjonktuvit adıyla da bilinen bu tablo tüm alerjik konjonktuvitlerin %3 ü kadardır. Kontakt lens kullanan hastalarda, kontakt lenslere veya bakım solüsyonlarına karşı gelişen bir aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Tanı kontakt lens kullanım öyküsü ve klinik bulguların varlığı ile konur. Tedavisi için lens kullanım şemasında veya bakım solüsyonlarında yapılacak değişiklikler çoğu kez yeterlidir. İlaç kullanılması ve kullan-at lenslere geçilmesi gerekebilir. Nadiren de kontakt lenslerin kullanımına son verilmesi gerekir. Ancak kontakt lens kullanan hastalarda mevsimsel alerjik konjonktuvitin de görülebileceği ve daha şiddetli seyredebileceği hatırlanmalıdır. Doğru tedavi için ayırıcı tanı şarttır.
Alerjik göz hastalıklarının ancak %2'sini oluşturur. 5-7 yaşındaki erkek çocuklarda görülür ve 5-10 yıllık bir alevli dönem sonrasında sakinleşir. Coğrafi özellik gösterir; ülkemizin güney, doğu ve güneydoğu bölgelerinde oldukça sıktır ve bu bölgelerde sıklığı % 20'lere ulaşır. Her iki gözde kaşınma, sulanma, ışığa hassasiyet, yabancı cisim hissi ve yoğun sümüğümsü salgı ile seyreder. Kapaklarda dut görünümü(çok sayıda nodüller) ve korneal limbusta folliküller bulunur. Korneada anormal damarlanmalar izlenebilir. İlkbaharda, güneşli günlerin başlangıcı ile başlar, sonbaharda sakinleşir. Hafif formları saman nezlesi ile karışabilir. Ağır formları erişkin yaşta keratokonus adı verilen ve görmeyi ciddi biçimde etkileyen kornea şekil bozukluğu ile devam edebilir.
Gözün alerjik hastalıklarının en nadir görülenidir. Sıklığı %1 kadardır. 30-50 yaş erkeklerde görülür ve mevsimsel ilişki göstermez. Atopik dermatit, rinit, asthma gibi atopik hastalıklarla birlikte olabilir. Çoğu kez ailede atopi hikayesi vardır. Ağır bir tablodur; hemen daima kuru göz sendromuna yol açar. Kapak kenarlarında egzema, kapak kenarlarındaki yağ bezlerinin enfeksiyonu ve kirpiklerde dökülme gözlenebilir.